Yeterli ve dengeli beslenmenin ne kadar önemli olduğunu tartışılmaz bir konu. Doğru beslenme nedir peki? Herkes için doğru beslenme aynı mıdır? Aklımızdaki soruların cevaplarını bulmak için çeşitli kaynaklardan yararlanıyoruz.

 Televizyon,gazete,dergi ve internet üzerinden sağlıklı beslenme ile birçok bilgi ediniyoruz. 21.YY getirdiği kolaylıklardan birisi belki bu. Lakin hepsi doğru mu? Bilimsel dayanakları var mı? Veya bu öneriler sizin sağlık durumunuza uygun öneriler mi? Işte bütün bu sorularınızı yanıtlamak,sorunlarınızı çözümlemek için Özel Ekol Hastanesi, Beslenme ve Diyet  bölümü olarak size yardımcı olmaktan memnuniyet duyarız.

 

            Diyetisyenimiz Gülin ALTUN ile hayatınıza, fizyolojik ve psikolojik durumunuza uygun beslenme programları ile daha sağlıklı bir hayata adım atabiliriz.

Ekol Beslenme ve Diyet Hizmetleri Bünyesinde Yapılan Çalışmalar:

Sağlıklı beslenme kişinin açlık duygusunu bastırmak için sınır koymadan yiyip içmesi değildir. Sağlıklı beslenme kişinin yaşını, boyunu, kilosunu, mevcut hastalık durumunu ve genetik faktörlerini göz önünde bulundurarak, günlük besin öğesi ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde beslenmesidir. Kişi, gereksinimi olan besin öğelerini bilinçli, ihtiyacı olduğu kadar ve doğru zamanda almalıdır. Böylece sağlığını koruyup, yaşam kalitesini yükseltebilir.

NEDEN SAĞLIKLI BESLENMELİYİZ?

Kişi gereksinimi dışında ve yanlış zamanlarda beslendiği taktirde ortaya “DENGESİZ BESLENME” çıkar. Dengesiz beslenme sonucu alınan fazla besin öğeleri vücutta yağ olarak depolanır. Bu durum kişi için sağlık problemleri yaratabilir.

 

Diğer bir durum olan “YETERSİZ BESLENME” ise kişinin gereksiniminden daha az besin öğesi alması ile ortaya çıkan beslenme sorunudur. Bu gibi durumlarda kişilerin sağlığı kötü yönde etkilenir ve gerekli büyüme-gelişme sağlanamaz.

Şişmanlık, kişinin sağlığını ve sosyal hayatını olumsuz yönde etkilediği için mutlaka çözülmesi gereken bir problemdir. Şişmanlık; hipertansiyon, koroner kalp hastalıkları, tip 2 diyabet ve hiperlipidemi riskini arttırır. Bütün bu sağlık sorunlarıyla oluşan metabolik bozukluklar ise “Metabolik Sendrom” hastalığına neden olur. Tüm bunların sonucunda yaşam kalitesi bir hayli azalır, mortalite riski artar.

Şişmanlığın oluşumunda birçok faktör rol oynamaktadır. Bunlar kalıtımsal ve çevresel olarak sınıflandırılır. Aşırı kalori alımı, fiziksel aktivite azlığı, kronik hastalıklar ve genetik yatkınlıklar şişmanlığın sebeplerindendir. Şişmanlığın düzeltilmesi ile yaşam kalitesi arttırılıp, eğer oluşmamış metabolik hastalıklar varsa oluşma riski azaltılabilir. Oluşmuş metabolik hastalıklar var ise etkileri azaltılabilir.

Şişmanlığın düzeltilmesi zayıflama diyetleri ile mümkündür. Bu diyetler kişinin yaş, boy, kilo, beslenme alışkanlıkları ve yaşam tarzına göre düzenlenir. Bu etkenler doğrultusunda oluşturulan diyet ile zayıflama sağlanacaktır.

Yine bu etkenler her bireyde farklı olduğu için diyeti kişiye özel yapar.

 

 

Davranış değişikliği zayıflama diyetlerinin olmazsa olmazıdır. Çünkü hedeflenen ve ideal kiloya ulaştıktan sonra kişiler eski beslenme alışkanlıklarına geri dönerlerse kilo kontrolü sağlanamaz, kaybedilen kilolar kısa zamanda geri alınır. Davranış değişikliği 3 aşamada gerçekleştirilir. Bu aşamalar; kendini izleme, uyarıların kontrolü, kendini ödüllendirmedir.

Kendini izleme aşamasında kişiler yemek yediği yeri, yediği besinleri, zamanı ve yemeklerle ilgili düşüncelerini not eder. Bu şekilde kişi yemek yeme rutini hakkında bilgi edinir.

Uyarıların kontrolü aşaması; yemek yediği yer, yenen yiyeceklerin çeşidi ve yemek yemenin sonuçları ile ilgilidir. Uyarıların kontrolü sağlanırken davranış değişikliği stratejileri uygulanır.

Zayıflama diyetinde elde edilen başarının ardından kişilerin kendi kendisini ödüllendirmesi motivasyonu ve diyetin devamlılığını sağlar. Bütün bu aşamalar gerçekleştirildiği zaman, diyet zorunluluk değil, alışkanlık haline gelir.

Boya göre ağırlığın %15-20 kg altında olma durumu zayıflık olarak tanımlanır.

Zayıflığın başlıca nedenleri;

-iştahsızlık veya başka sebeplerle eksik besin öğesi alınımı

-alınan besinlerin sindirim, emilim ve metabolizmalarında bozukluklar

-aşırı fiziksel aktivite

-kalori harcanmasını arttıran hastalıklar

-psikolojik ve duygusal stresler

Zayıflığın düzeltilmesi ancak zayıflığın nedeni ortadan kaldırılarak mümkündür. Zayıflığın düzeltilmesinde de davranış değişikliği önemlidir. Kişiler acıkmasa bile öğünde tüketmesi gereken besinleri yemesi konusunda bilinçlendirilmelidir.

YEME BOZUKLUKLARI

 Yeme bozuklukları; şişmanlıktan aşırı korkma ve inceliğe imrenme sonucu genellikle gelişim çağındaki kızlarda görülür. Şişmanlıktan aşırı korkma sebebiyle yetersiz beslenme oluşur ve gelişim negatif yönde etkilenir. Yeme bozukluğu ya besinlerden tiksinerek reddetme ya da yediğinden suçluluk duyarak kusma şeklinde ortaya çıkar. Yemeği tiksinerek reddetme sonucu aşırı zayıflama “Aneroksia Nervoza” , yediğini kusma ise “Bulimia Nervoza” olarak tanımlanır. Bunlar çok ciddi sağlık problemleridir. Doktor, Diyetisyen ve Psikolog işbirliğiyle tedavi edilmelidir.

Choose Your Schedule